Zorluyor muyum? Kendimden mi taviz veriyorum? Olmadığım birisi gibi mi davranıyorum?
Yoksa seninle aramızdaki her neyse düzgünce ilerlemesi için zaman mı tanıyorum?
Eskiden en ufak şeyde başımdan def ettiğim o insanları yeterince istemediğimden mi yaptım bunu? Onlarla olabilecek ilişki ihtimalini rahatça sabote edebildiğim için mi? Yoksa gerçekten kırmızı çizgilerime mi bastılar? Canımı sıkan şeyleri güzellemeye dair bir çaba harcamaya gerek duymamıştım onlarda, bu neden?
Seni onlardan farklı yapan ne? Merak mı? Sen tarafından onaylanma arzusu mu?
Seninle konuşurken "şunu derse/şunu yaparsa istediğim onaylanmayı alır ve sıkılırım." dediğim şeyler gerçekleşse de sıkılmadım senden, onaylandığımı da hissetmedim. Belki yeterince avucumda hissetsem seni bitecek.
Bir yanım ait hissetmek istiyor, egolardan, elde etme arzusundan sıyrılmış gerçek bir sevgi.
Ama zorlanıyorum bu zamana kadar bunu bulamadım, ve şimdi bunun ihtimali var gibi hissederken de senden emin olamıyorum.
Aşk denen duyguyla arana zaman koyduğunu kendin dile getirdin, yani aramızdaki şeyin tensel bir çekimden öteye gidemeyeceğini açıkça anladım. Ama madem öyle, günlerce ne diye konuşuyoruz biz?
Eğer gerçekten aramızdaki şey tensel bir çekimden öte olmayacaksa, duygusal bir yatırıma gerek var mı?
Düzenli konuşmak, bu konuşmadan keyif almak, bazı problemler yaşayıp bunları çözmeye çalışmak, konuşmaya alışmak... Bunlar duygusal yatırımdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder